Ofisimiz ziynet eşyaların iadesi davası alanında karşılaşılabilecek tüm sorunlarla ilgili danışmanlık, iş ve dava takibi süreçlerinde hizmet vermektedir.
Ziynet eşyaların iadesi davası ile ilgili düzenlemeler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu düzenlenmiştir.
Düğünde takılmış olan takıların aksi ispatlanmadığı sürece kadına bağışlanmış olarak sayılır ve kişisel mal niteliği taşımaktadır. Yargıtay içtihatlarında sık sık karşımıza çıkan yerleşik düşünce; değerli ziynet eşyaların normal şartlarda kolaylıkla taşınabilir, saklanabilir eşyalar olması ve genellikle kadının kendi üzerine veya eşlerin ortak konutta saklandığı dolayısıyla da herhangi bir ayrılık söz konusunda, evden tamamen uzaklaşma durumunda, kadının bu ziynet eşyaları da yanında götürebileceği düşüncesi vardır. Dolayısıyla düğün takılarını iade talep eden kadının, evden hangi sebeple ayrıldığını, düğünde takılan takıların neden yanında götürmediğini yahut yaşamış olduğu ortak konutta koruyup korumadığını, başka bir yerden muhafaza edilmesinden kaynaklı ulaşamıyorsa örneğin, kocasının ailenin evinde, kocasına ait bir banka hesabında gibi nerede muhafaza edildiğini, eğer evlilik birliği sağlıklı bir şekilde ilerlerken bozdurulup harcandıysa bununla ilgili tanıklarını ve delilleri, kadının evden ayrılırken ziynet eşyalarını alması konusunda kendisinin engellendiği veya engellenmediği gibi durumları açık ve net bir şekilde beyan etmesi gerekmektedir. Bundan sebep düğün takılarının koca da kaldığının ispatını iade talep kadına yüklenmiştir.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir durum daha vardır. Davalı kocanın, düğünde takılmış olan takıları evlilik süreci içerisinde evle ilgili ihtiyaçların giderilmesi amacıyla kullanıldığını ileri sürmesi yine borçtan kurtarmayacaktır. Ancak düğün takıları kullanıldıktan sonra kadına iadesi yapılmamak üzere ve kadının özgür hür iradesiyle onaylanarak bağışlaması nedeniyle kullanıldığını ispat etmesi halinde artık davalı olan koca ziynet eşyalarının iadesi borcu yükletilmeyecektir. Genellikle bu durumu ispatı oldukça imkansız denilecek kadar zordur. Ancak doğru bir stratejiyle ve ispat niteliği yüksek deliller eşliğinde kanun koyucunun vermiş olduğu haklar kullanılarak olumlu sonuçlar gelecektir.
Sonuç olarak, iade talep eden davacı, hem ziynet eşyalarının iadesi için doğru zamanı, hem talep etme şeklinin usule uygun olması, ispat yüküne, doğru delillerle beraber zamanaşımı süresini geçmeden işlemlerin başlatılması gerekmektedir.
Ziynet; altın, gümüş, pırlanta gibi kıymetli madenlerden yapılmış olan insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, yüzük, saat, gibi takılar ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir.
Öncelikle ziynet eşyası davasının açılabilmesi için eşlerin boşanmış olması zorunlu değildir. Ziynet eşyası üzerinde eşler her zaman tasarruf yetkisine sahip olduklarından dolayı evlilik süreci devam ederken de ziynet alacağına yönelik talepte bulunabilirler.
Ziynet eşyası davasında, yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Ziynet iadesi talebi Aile hukukundan doğan bir taleptir. Aile hukukundan doğan davalarda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Ziynet iadesi için görevli olan davanın açılacağı aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Asliye hukuk mahkemesi davayı aile mahkemesi sıfatıyla ilerletip karara bağlamalıdır.
Resmi nikahı olmayan eş, ziynet eşyası iade davası açabilir. Kanun koyucu bu konuyla ilgili bir engel koymamıştır.
Açılmış olan her davada olduğu gibi ziynet eşyalarının iadesi davalarında ispat yükü oldukça önemlidir. Ziynet eşyalarının kime ait olduğu günümüzde aileler arasında birçok tartışmalara neden olmakta iken, hangi tarafın hangi iddiasını ispatlamak zorunda olduğunu iyi anlaması gerekmektedir. Zira davalı tarafın yapacağı bir savunma hatası veya eksikliği veya davacının bir beyanında ileri süreceği bir iddianın ispat yükünü terse çevirmesi mümkün olabilecek bir durumdur. Kural gereğince ziynet eşyası kadına aittir ve kadının koruması altındadır. Bu nedenle kadın veya erken evi terk etmişse ziynet eşyaların kadında olduğu kabul edilmektedir. Davacı kadının altınların kendisinden zorla alındığını iddia etmesi ve ispat etmesi gerekmektedir. Ziynet eşyaların kendisinden zorla alındığını tanık delilleriyle ispat edebilir.
Sizin de yukarıda belirttiğimiz türde ziynet eşyaların iadesi davası kapsamına giren bir hususta yaşadığınız bir ihtilaf veya destek almak istediğiniz bir husus varsa, bize iletişim kısmında bulunan numaralarımızdan veya Whatsapp iletişim hattımızdan ulaşarak danışmanlık hizmeti alabilir veya avukatlarımızla yüz yüze görüşmek için randevu oluşturabilirsiniz.
1.Hangi Eşyalar Ziynet Eşyası Sayılmaktadır?
Altın, gümüş gibi takılar ziynet eşyası olarak sayılmaktadır.
2. Ziynet Eşyaları Kime Aittir?
Yargıtay kararınca düğünde kadına takılan kadının, erkeğe takılan takılar erkeğindir. Şeklinde ifade etmiştir.
3.Ziynet Eşyalarının İspatı Nasıl Olabilir?
Bu durum düğün kına gibi yerlerde çekilen fotoğraf ve videolarla ispat edilebilir.
4.Kadın Ziynet Eşyalarının Kendisinde Olmadığını İddia Ediyorsa İspat Etmesi Gereken Kişi Kimdir?
Böyle bir durumda şüpheye düşürmeyecek şekilde ispat etmesi gereken kişi kadındır.
5.Ziynet Eşyaları İle Ev veya Araba Alınmış İse Ne Olur?
Böyle bir durumda erkeğin, ziynet eşyalarını kadının iade almamak üzere verdiğini ispat etmesi gerekmektedir. İspat edemez ise erkek, kadına ziynet eşyalarını iade etmek zorundadır.
6.Ziynet Eşyaları İle Ev Veya Araba Alınması Halinde İspat Etmesi Gereken Kişi Kimdir?
Böyle bir durumda ispat külfeti erkeğe aittir.
7.Ziynet Eşyası Davasında Görevli Mahkeme Neresidir?
Aile Mahkemesi görevli mahkemedir.
8.Ziynet Eşyası Davasında Yetkili Mahkeme Neresidir?
Yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
9.Ziynet Eşyası Davası Açabilmek İçin Tarafların Boşanması Şart mı?
Evlilik birliği devam ederken de açılabilen bir dava türüdür. Tarafların boşanması şart değildir.
10.Ziynet Eşyası Davalarında İspat Yükünün Kanuni Dayanağı Nedir?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Pazartesi - Cumartesi
08.30 -18:00
Adres: Marmara Mh. 9. Sokak Astro Rezidans A Blok No:2/32 Beylikdüzü/İstanbul
Telefon: 0 (212) 999 30 23
Yıldırım & Soy Hukuk Bürosu © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir