Ofisimiz, Kamulaştırmasız el atma alanında karşılaşılabilecek tüm sorunlarla ilgili danışmanlık, iş ve dava takibi süreçlerinde hizmet vermektedir.
Kamulaştırmasız el atma makalemizde;
Kamulaştırmasız el atma, kanuna ve usule uygun olmaksızın mülk sahibine hiçbir bedel ödenmeden sahiplenme durumuna denilmektedir. İdare, kamu hizmetlerinin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için özel mülkiyet içinde bulunan taşınmaz mallar üzerinde ihtiyaç duyduğu zaman, taşınmaz sahibinin rızası olmadan satın alabileceği gibi bedelini ödemek şartı ile kanun maddelerinde yer alan diğer şartlar doğrultusunda kamulaştırma yetkisini kullanarak taşınmazın tamamını veya bir kısmını kendi mülkiyetine de alabilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2005 yılında vermiş olduğu bir karar neticesinde de kamulaştırmasız el atma; “Kamulaştırma işlemi yapılmaksızın ve bir Kanun hükmüne dayanılmadan idarenin taşınmaz mal üzerinde fiilen tasarrufa başlaması ve asıl mal sahibinin kullanma hakkına engel olması veya bu hakkı ortadan kaldırmış bulunmasıdır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Kamulaştırmasız el atmanın iki çeşit yolu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi fiili el atma, ikincisi hukuki el atmadır. Bu türden yapılan kamulaştırmasız el atma eylemsel ya da kağıt üzerinde yapılmasına göre belirlenmektedir. Taşınmaz sahibinin mülküne fiili olarak el konulmuş ise fiili el atma bu işlem yapılmadan sadece hukuki olarak karar mevcut ise hukuki el atma durumu söz konusudur.
Fiili el atmadan meydana gelen kamulaştırmasız el atmalar, idarenin hukuka ve usule aykırı olarak belirli bir taşınmazın kısmen veya tamamen kamu yararına kullanılmasına karar vermesi ve fiilen kullanmaya başlamasıdır. Yapılan bu işlemde mülk sahibine herhangi bir ödeme yapılmadan gerçekleşeceği gibi taşınmaz üzerinde yeni bir bina, tesis gibi yerler de inşa edebilir. Bu duruma mülkiyet hakkının kısıtlanması da denilebilmektedir.
Kamulaştırma Kanunu Ek 1. Maddesinde yer alan açıklamaya göre; hukuki el atma, Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.” şeklinde ifade edilmektedir. Hukuki el atma durumu bu kanunda yer alan usule aykırı bir şekilde işlemler yapılarak, mevcut taşınmazın imar planında değişiklik yapılması suretiyle malikinin yararlanma, kullanma hakları hukuki olarak engellenerek gerçek anlamda bir kamulaştırma işlemi yapılmadan taşınmaz sahibinin mağdur duruma düşürülmesidir. Hukuki el atma işlemlerine karşı dava açılabilmesi için faaliyete geçebilmesi için taşınmaz üzerinde yapılan değişiklikler imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıllık süre şartı aranmaktadır. Bu süre içinde kamulaştırma işlemi yapılmaması, imar planını faaliyete almaması, süre içinde taşınmaz üzerinde herhangi bir değişiklik olmaması, bir tesis yapılmaması gibi durumlarda yasaya aykırı hale gelmiş olması demektir ve taşınmaz maliki bu durumlarda kamulaştırmasız el atma davası açabilir ve kamulaştırma bedelini talep edebilir.
Fiili et atma ve hukuki el atma arasında benzer veya farklı durumlar vardır.
Kamulaştırmasız el atma davasında davacı, taşınmazına haksız olarak el atılan tapu sahibidir. Eğer tapu sahibi malik vefat etmiş ise mirasçılar da bu davayı açabilmektedir.
Fiili el atmada görevli ve yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemeleridir. Hukuki el atmada görevli ve yetkili mahkeme idare mahkemeleridir.
Kamulaştırma Kanununda yer alan geçici 6. Maddesinde; “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.” şeklinde ifade bulunmaktadır. 1983 tarihinden sonraki fiili el atma davalarda uzlaşma prosedürü izlemek dava şartı değildir. Hukuki el atmalarda 5 yıllık verilen süre içinde kamulaştırma işlemi yapılmadığı takdirde hak sahibi, idari yargıya tazminat davası açabilmektedir.
Taşınır veya taşınmaz mallar üzerinde bulunan semerelerin zarar görmesi durumunda taşınmaz maliki, idarenin haksız fiili nedeniyle zararının karşılanabilmesi için tazminat davası açabilir ve tazmini talep etme hakkına sahiptir. Türk Borçlar Kanunu 49. Maddesinde de belirtildiği üzere “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde ifade bulunmaktadır.
Yaşanan bu olumsuz durumlarda malik uğramış olduğu bu zararı ispat etme yükümlülüğü altındadır. Uğranılan bu zararın bedelinin tam olarak tespit edilememesi durumunda hakim malikin almış olduğu önlemleri de göz önünde bulundurarak zararın miktarını kendi hakkaniyetine göre belirler. İdarenin haksız el atma eylemiyle zarara uğramış olan herkes bu dava yolunda ilerleyerek haklarını arayabilirler. Uğranılan bu zararın tazmini için hak sahibi, Asliye hukuk mahkemesine başvurması gerekmektedir. Yetkili mahkeme ise davalının bulunduğu yerleşim yeri mahkemesi veya taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi ya da zarara uğramış olan davacının bulunduğu yer mahkemesidir.
Ecrimisil davası idarenin bir taşınmazı haksız yere işgal etmesi nedeniyle taşınmazını dilediği şekilde kullanamayan taşınmaz sahiplerinin işgalci idareye karşı açmış olduğu tazminat dava türüdür. Kamulaştırma kararı alınmadan önce veya kamulaştırma kararı alınmış olup işlemlere başlamadan taşınmaz üzerine idarenin el koyması durumunda idare haksız işgalci konumuna gelmektedir. İdarenin el atma konusu olduğu zaman malikin taşınmaz üzerinden gelir elde etme imkanının yok olması esastır. Bu durumda malikin talepte bulunması durumunda işgal eden idarenin tazminat bedeli ödemesi zorunludur. Zarar görmüş olan malikin işgal öncesinde elde ettiği geliri veya işgal edilmemiş olsaydı kazanacağı gelirin, işgal sebebiyle engellenmiş olduğunu ispat etmek zorundadır. Kamulaştırmasız el atma davalarına Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmakla yetkilidir. Yetkili mahkeme ise davalının bulunduğu yerleşim yeri mahkemesi veya taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi ya da zarara uğramış olan davacının bulunduğu yer mahkemesidir.
Sizin de yukarıda belirttiğimiz türde Kamulaştırmasız el atma kapsamına giren bir hususta yaşadığınız bir ihtilaf veya destek almak istediğiniz bir husus varsa, bize iletişim kısmında bulunan numaralarımızdan ya da Whatsapp hattımızdan ulaşarak danışmanlık hizmeti alabilir veya avukatlarımızla yüz yüze görüşmek için randevu oluşturabilirsiniz.
1.Kamulaştırmasız El Atma Davası Nedir?
İdarenin bir taşınmaza, kamulaştırma usulüne uygun olmadan bedelsiz bir şekilde el koyması sonucu açılan dava türüdür.
2.Kamulaştırmasız El Atma Durumlarında Kimler Dava Açabilir?
Tapu sahibi dava açma hakkına sahiptir. Tapu sahibi malik vefat etmiş ise mirasçılar da bu davayı açabilirler.
3.Kamulaştırmasız El Atma Davası Kime Karşı Açılır?
Taşınmaza hukuka aykırı bir şekilde el atan kamu kurumuna karşı açılır.
4.Kamulaştırmasız El Atma Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi ile idare mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
5.Kamulaştırmasız El Atma Davalarında Uzlaştırma Dava Şartı Mıdır?
1983 yılından sonra meydana gelen kamulaştırmasız el atma davalarında uzlaştırma dava şartı değildir.
6.Kamulaştırmasız El Atma Davasında Zamanaşımı Süresi Var mıdır?
Kamulaştırmasız el atma davalarında zamanaşımı süresi yoktur. Yani kamulaştırma işlemi yapılmaksızın mülküne el konulmuş kimseler, her zaman dava açma hakkına sahiptir.
7.Kamulaştırmasız El Davaları Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
Taşınmaz üzerinde birden fazla malik bulunmuyorsa ve mahkeme tarafından gönderilen tebligatlara zamanında cevap verilmesi halinde ortalama 1 yıl içinde sonuçlanmış olur.
8.Kamulaştırmasız El Atma Davalarında Bedel Tespiti Nasıl Yapılır?
Taşınmazın cinsine ve nevini, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek olan unsurlar, varsa vergi beyanı, kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri gibi unsurlar söz konusu olmaktadır.
Pazartesi - Cumartesi
08.30 -18:00
Adres: Marmara Mh. 9. Sokak Astro Rezidans A Blok No:2/32 Beylikdüzü/İstanbul
Telefon: 0 (212) 999 30 23
Yıldırım & Soy Hukuk Bürosu © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir